Çocuk, Çalışmaya Engel Değil
Kadın Kültür ve Sanat Merkezi eğitmenlerinden Didem Özcan, kucağındaki oğlu ile kursiyerlere Kuranı Kerim dersi veriyor.
Kuran-ı Kerim Hocası Dilek Özcan 3 yıl önce doğum yaptı. Mesleğine devam etmek isteyen Özcan, oğlu bir yaşına geldiğinde mesleğine döndü. Özcan, Arnavutköy Belediyesi yönetiminin desteğini de arkasına alarak, oğlu Kağan Ali ile birlikte eğitim vermeye başladı. Bir yaşından itibaren annesi ile derslere gelen Kağan Ali, eğitmenlerin ve kursiyerlerin ilgi odağa oluyor.
Oğlumla 7/24 birlikteyiz
35 yaşında olan Kur’an’ı Kerim öğretmeni Didem Özcan 18 yaşımdan beri bu işin içeresinde olduğunu söyledi. Her kadının her şeyi başaracağına inandığını dile getiren Özcan: “Kadın isterse üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok” dedi.
Çoğu kadının bahanelerin arkasına saklandığını söyleyen Özcan, kendisinin bahanelerin arkasına saklanmadığını, hiçbir zaman da bahanelerin arkasına saklanmayacağını vurgulayarak şunları söyledi: “Çocuğumla çalışıyorum bu benim kendi seçimim bunun için başka seçenekler başka durumlar var ama ben bunu seçtim ve çocuğumla birlikteyim. 7/24 birlikteyiz. Bunun iyi yönleri de var zor yanları da var. Hanımlarla da çalıştığım için beni mazur görüyorlar. Çünkü bazen kriz anları sadece onunla ilgilenme gereken anlar oluyor. 5 dakika müsaade istiyorum ve onunla ilgileniyorum. Onun haricinde artı yanları çok daha iyi. Çünkü ben çocuğuma çalışmanın değerini ve sevdiğin işin güzelliğini göstererek öğretiyorum. Anlatmayacağım ona çalışmanın güzelliğini o, görerek öğrenecek. Benim 2 tane oğlum var. Bir tanesi ilkokul öğrencisi onunla da aynı şekilde diyanette çalışırken ilgileniyordum. O okul çağına geldiğinde bayrağı Kağan Ali aldı. 2 senedir bana ayak uyduruyor. Ve her alanda her zaman her koşulda yol arkadaşım.”
“Tam Destek Oldular”
Çocuğu olduğu için iş görüşmelerinde sıkıntı yaşadığını, iş görüşmelerine gittiğinde, ‘Çocuğu ne yapacaksın?’ gibi sorularla karşılaştığını belirten Özcan: “Kimi olumsuz anlamda eleştiriyor kimi de acıyor. Ben buradan o bana acıyanlara şunu söylemek istiyorum: Bana hiç acımasınlar, ben çocuğuma her şeyi göstererek öğretiyorum. Bunun yapılabilir olduğunu burada kanıtladığıma inanıyorum. Buranın müdiresi hiçbir zaman bana köstek olmadı. Hiçbir zaman eleştirmedi. Dost eli her zaman omuzumdaydı. Ben çocuğum var dediğimde ‘halledebiliyorsanız hocam sıkıntı yok’ dedi. Çok olumlu karşıladılar. Bu yüzden onlara teşekkür ediyorum. Toplum bilincinde bu şekilde çalışılmayacağı kanısı var. Ama bu böyle değil yapılabiliyor” şeklinde konuştu.
“Mesleğimize Hiç Ara Vermeden Devam Etmemiz Gerekiyor”
Herkese fıtratına uygun meslek ya da zanaat verildiğini söyleyen Özcan: “Bu zanaat marangozluk olabilir, el işçiliği olabilir, öğreticilik olabilir. Herkesin bir zanaatı var. Bu zanaata mola verilmez . Nasıl yemek yemeğe mola vermiyoruz. Kendi elimizdeki mesleğimize de hiç ara vermeden yapmamız gerekiyor. Çünkü o bizim kendi motivemiz oluyor. Hanımlar ara verdiklerinde motiveleri düşüyor, demoralize oluyor ve daha çabuk strese giriyorlar. Ben buraya geldiğimde hem kendi mesleğimi hem de sevdiğim mesleği icra ettiğim için kendimi motive etmiş oluyorum. Herkes kendi elindeki mesleği severek yapmalı diye düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.